bugün
- keki kabarmayan sözlük kızı22
- allah yerine hızır'dan yardım istemek9
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay15
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor9
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması9
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı28
- anın görüntüsü11
- düşün ki o bunu okuyor17
- galatasaray13
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni19
- deniz gezmiş16
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat11
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- durduk yere tribe giren erkek18
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi11
- iğrenç bir his tarif et29
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak9
- beybi leydi13
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- icardi190510
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj17
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek31
- nervio13
- bir türlü ısınmayan ayaklar11
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz12
- sözlük kızlarının saç rengi18
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak16
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- en yaşlı özelliğiniz9
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- hemşire kızlar nasıl oluyor9
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- erkek çocuk için isim önerileri9
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
entry'ler (1702)
En sevdiğim şehirde günbatımına doğru sürerken arada açtığım leziz parça. Dün oradaydım, mecbur geri döndüm ama kalbim hala orada, oraya geri döneceğim ve günbatımlarına doğru direksiyonu çevirdiğimde bu parça çalacak!
https://open.spotify.com/...si=B4PkbvoLSSSqKHUbaQJARg
https://open.spotify.com/...si=B4PkbvoLSSSqKHUbaQJARg
Böyle yaratılmıştır kainat...
Hz. idris a.s. ye indirildiği söylenen ayettir.
https://youtu.be/SOjhEh0p6pw?si=zkStG6ty5zyDf4o-
Hz. idris a.s. ye indirildiği söylenen ayettir.
https://youtu.be/SOjhEh0p6pw?si=zkStG6ty5zyDf4o-
Ne olduğunu hala anlayamadığım şey. En son dark dizisini izlemekle birlikte konuya ilişkin soru işaretlerimi tekrar hatırladım. Onca yaşanmışlık ve kavram üzerine düşünmemin sonucunda işin içinden çıkamadığım paradokslar kaldı sadece...
Aslında ölüme en çok yaklaşılan an, ölümden önceki andır. Kişilerin başına extreme olaylar geldikten sonra yaşıyor olmaları ölüme yaklaştıkları anlamına gelmez. Trafik kazasında ölmeden önce durakta sakin sakin bekleyen kişi ölüme çok yakındır. Ölüm bir kere gerçekleşir...
Doğru bilgi değildir. Böyle bilgiler doğada tuvalet yapanların topluca yapıp teşhir ettiklerini sanan gerizekalılar, günde onlarca kişinin oturduğu ve yeterince dezenfekte edilemeyen ortak klozetleri medeniyet sanan mallar tarafından uydurulur ve tartışılır. Vakit kaybı...
Kesinlikle şiddet hoş değil, tasvip etmiyorum ama tuttuğum Anadolu takımının maçlarını izlerken bizi sürekli güçlü takımlar karşısında ezen, seyir zevkimizi kaçıran bu zat için içimde en ufak bir üzüntü oluşmadı. Hakemliği bırakması isabet olmuş.
Sizin evlilik anlayışınız sakat zaten ama ben bu sabah çok ihtiyacını hissettim. Düşünsene gece çok yattığın için sabah alarmı duymuyorsun ama eşin tatlı tatlı seni sabah namazına kaldırıyor... Amiiinnn amiiinnnnnn
Koyun işi yapmadan önce son kurbanı Alevilere kestirmiştim. Sünni dediğiniz kardeşlerimiz o zamanın parasıyla, 2 kat fiyat söylemişlerdi. Hatta içlerinden bir ahlaksız abi şu ucuz diye 4 aylık yavruyu teklif etmişti. Saldırmamak için zor tuttum kendimi, kızdığımda terslese yamulturdum iti. 4 aylık yavruyu kesmek ne dinen caizdir, ne vicdana sığar. Sonradan karşılaştırıp kurban kestiğim alevi diğerlerinden dürüsttü tertemiz kestik. Bence mezhepten çok ahlak önemli bu işlerde...
3 kıta, bir çok ülke, binlerce insan tanıdım. Evlenilebilecek 1 kız tanıdım şu ömürde. Yani evlenebileceğiniz insanlarla tanışamıyorsunuz, güvenebileceğiniz insan kalmadı gibi. Zaten öyle insanları bulamıyorken bir de uyum falan gerekecek derken iyice zorlaşıyor...
Devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşındadır. Ancak cumhuriyet bu ülkede daha 100 yaşında değildir.
iyi planlanmalıdır. Meraktan Malazgirt'ten uzlar kumanlar ve peçeneklere, oradan turkopollere, akademik makalelere, oradan Malta şövalyelerine derken saat 1 olmuş :(
Göstermektedir ki; Kudüs kutsaldır Filistin devleti değil, öldürülen mazlumlar önemlidir tepelerinde dalgalanan o paçavra değil. Mazlumlara destek için paylaşılan o bayrağın sözde PKK bayrağından hiç farkı yok düşününce...
Küçük bir cocuksun, doğru düzgün internet erişimin ve teknolojik gereçlerin yok, eğitim almamışsın, yaşadığın her sürekli ablukada. Sefalet cekiyorsun, sevdiklerin öldürülüyor sürekli. Elektrik ve suyun bile kesiliyor. Böyle bir durumdaki çocuk, dışarıdan gelen yabancıyı tabi ki yaşadıklarının sorumlusu olarak görür ve tükürür. Doğruları bilebilseydi yapmazdı. Anormal olan ise her türlü imkana sahip bazı utanmaz yazarların göt yayarak yorumlar yapması. O çocuktan çok daha cahilsiniz.
30 çift bile alırım, yeter ki mutlu olsun ❤️
Ülkemizde hemen herkesin taraf olduğu bir savaştır. Arap düşmanı ırkçılar israil'i destekleme egilimindeler. Oysa Filistinliler tam olarak Arap değiller. Müslüman hassasiyeti olan kesim ise Hamas'ı destekliyor fakat Hamas siyaseti Türkiye düşmanı bir tutum içerisinde.
Bilmemiz ve dikkate almamız gereken bazı konular var. Kudüs bizim için kutsaldır, ingiliz çizimi paçavra Filistin bayrağı değil. Filistin içindeki mazlum halk bizim için değerli, sivillere zarar veren militanlar değil. israilin sivillere verdiği zarar malum. illa bir taraf tutmak zorunda değiliz. Fırsattan istifade ortalık karışıkken ypgye darbe indirmek gerektiği kanısındayım.
Bilmemiz ve dikkate almamız gereken bazı konular var. Kudüs bizim için kutsaldır, ingiliz çizimi paçavra Filistin bayrağı değil. Filistin içindeki mazlum halk bizim için değerli, sivillere zarar veren militanlar değil. israilin sivillere verdiği zarar malum. illa bir taraf tutmak zorunda değiliz. Fırsattan istifade ortalık karışıkken ypgye darbe indirmek gerektiği kanısındayım.
Ölenle ölünmüyor, hayat devam ediyor. Allah yaşamayı yazdıysa kaderimize hakkını vermek ve üstümüze düşeni yapmak gerek. Uzun süre sonra ilk defa erken uyandım bugün. Erken kalk, ayağa kalk, yüzleş kendinle ve yaşamaya devam et. Bitik birine kimsenin ihtiyacı yok, sen dahil...
Okuduğum en sıkıcı kitabın en sıkıcı karakteriydi. En büyük sorunu rahat batmasıdır...
Nikah basılır. Evlenilecek kız cehapeye oy vermemeli, imanlı abdestli namazlı olmalı, isterse boyu 1.50 olsun, işsiz olsun hiç onemli değil bunlar...
Kokusu çok hoşuma gitti diye unisex parfüm aldım bugün. Yılların maskülen erkeği, oduncu gömleğini giyip baltasıyla kütükler yaran, -15 derecede siyah tshirtümü giyip dışarıdaki kum torbasını yumruklayarak antrenmanlar yapmış olan ben, kokusuna aşık oldum diye dayanamayıp unisex parfüm aldım. inceden rahatsız ediyor, biraz içimi kemiriyor bu duygu, inşallah gereksizin biri bu kadın parfümü diyerek içimdeki bu duyguyu körüklemez. Ulan tom ford adam değilsin, ya erkek yaz ya kadın bizi çelişkide bırakma unisex nedir. itirafın devamı olarak orijinali 13500 tl olduğu için ve aylık gelirim maalesef hala 50000 tl olmadığı için replika aldım :(
Günde 7 taneden fazlası sağlıklı olmayan, içenlerin tamamına yakınının 7 taneden fazla içtiği, sağlığa zararlı, kötü bir bağımlılık türüdür.
Lisedeyken ben internet kablolu bağlantıydı, telefonun kablosu çıkarılır pcnin arkasına bağlanırdı. Uludağ sözlük tarzı basit metin içerik bir sitenin bir sayfasını görüntülemek dakikalar sürerdi. Film izlemek için CD satın alınır ya da betamax vhs falan diye tanımlanan kasetler kiralanırdı. Sinema tutkum o zamanlar başlamıştı. Dünya genelinde imkanlar sınırlı olduğu icin tvden izlerdik genellikle filmleri.
Sanıyorum show tvydi, yaz geceleri b tipi filmler yayınlanırdı. Gece vakti olduğu için reklam olmazdı. Ekonominin çok iyi günleri, bozuk paralarla gündüz vakti bimden abur cubur ve içecek doldururdum 2 torba. Her gece o muhteşem eserleri izlerdim, samimi eserlerdi, sanatsal kaygıları vardı. Karizmatik karakterler olurdu, ozgün giyinirlerdi. iyiler çok iyi, kötüler saf kötüydü, gri insanlar pek olmazdı. Cinsellik göze sokulmazdı şimdiki gibi, bir karakter cinsel dürtülerini tatmin için sevmezdi, en fazla içindeki yoğun duyguların en yalın ifade biçimlerinden biri olarak öpüşürdü masumca. Bence o zamanlardan kalma Rodriguez sineması, tarantino sineması izlerken anlatılmaz bir haz duymam, zeki demirkubuz filmlerinde sıkılmadan vaktin nasıl geçtiğini anlamamam., Hep o dönemlerden şimdi daha iyi anlıyorum.
Karizmatik kişilerin yanında karizmatik ögeler olurdu o muhteşem eserlerde. Güneş gözlükleri, sembol bir araç, zippo, deri ceket, özel silahlar ve sigara... hiç unutmam, ilk canımın sigara çekişi bir sahnede olmuştu. Kahramanımız son derece özgün ve zeki bir bilimadamıydı, farklı kişilerle ve yapılarla tek başına mücadele halindeydi. Gece uykusundan uyanmış ve yanındaki paketten bir dal alıp içindeki duyguları sigarasının dumanıyla gökyüzüne gönderiyordu. Sigara nedir bilmezdim ama kırk yıllık tiryaki gibi o duyguyu içimde hissetmiştim. O dönemler sinema gerçekten bir sanattı, detayların tasarlandığı ve hissedildiği...
Şimdi ben 20 yıl sonra bir yaz gecesi aklımda çoklu düşüncelerle uyandım. Bahçeye çıktım, dolunay ışığının yansımaları altında dünyadaki en enfes aromalı sigaralardan birini zipponun kendine has metalik sesi sonrası ateşledim ve gökyüzüne yolluyorum. Psikologların dedigi gibi karakterimiz erken dönemlerde şekilleniyor sanki. Tüm b tipi film sevenlere ve eski guzel günleri özleyenlere selam olsun, bir sonraki dolunay ışıkları altında duygularımızın birleşmesi dileğiyle...
Lisedeyken ben internet kablolu bağlantıydı, telefonun kablosu çıkarılır pcnin arkasına bağlanırdı. Uludağ sözlük tarzı basit metin içerik bir sitenin bir sayfasını görüntülemek dakikalar sürerdi. Film izlemek için CD satın alınır ya da betamax vhs falan diye tanımlanan kasetler kiralanırdı. Sinema tutkum o zamanlar başlamıştı. Dünya genelinde imkanlar sınırlı olduğu icin tvden izlerdik genellikle filmleri.
Sanıyorum show tvydi, yaz geceleri b tipi filmler yayınlanırdı. Gece vakti olduğu için reklam olmazdı. Ekonominin çok iyi günleri, bozuk paralarla gündüz vakti bimden abur cubur ve içecek doldururdum 2 torba. Her gece o muhteşem eserleri izlerdim, samimi eserlerdi, sanatsal kaygıları vardı. Karizmatik karakterler olurdu, ozgün giyinirlerdi. iyiler çok iyi, kötüler saf kötüydü, gri insanlar pek olmazdı. Cinsellik göze sokulmazdı şimdiki gibi, bir karakter cinsel dürtülerini tatmin için sevmezdi, en fazla içindeki yoğun duyguların en yalın ifade biçimlerinden biri olarak öpüşürdü masumca. Bence o zamanlardan kalma Rodriguez sineması, tarantino sineması izlerken anlatılmaz bir haz duymam, zeki demirkubuz filmlerinde sıkılmadan vaktin nasıl geçtiğini anlamamam., Hep o dönemlerden şimdi daha iyi anlıyorum.
Karizmatik kişilerin yanında karizmatik ögeler olurdu o muhteşem eserlerde. Güneş gözlükleri, sembol bir araç, zippo, deri ceket, özel silahlar ve sigara... hiç unutmam, ilk canımın sigara çekişi bir sahnede olmuştu. Kahramanımız son derece özgün ve zeki bir bilimadamıydı, farklı kişilerle ve yapılarla tek başına mücadele halindeydi. Gece uykusundan uyanmış ve yanındaki paketten bir dal alıp içindeki duyguları sigarasının dumanıyla gökyüzüne gönderiyordu. Sigara nedir bilmezdim ama kırk yıllık tiryaki gibi o duyguyu içimde hissetmiştim. O dönemler sinema gerçekten bir sanattı, detayların tasarlandığı ve hissedildiği...
Şimdi ben 20 yıl sonra bir yaz gecesi aklımda çoklu düşüncelerle uyandım. Bahçeye çıktım, dolunay ışığının yansımaları altında dünyadaki en enfes aromalı sigaralardan birini zipponun kendine has metalik sesi sonrası ateşledim ve gökyüzüne yolluyorum. Psikologların dedigi gibi karakterimiz erken dönemlerde şekilleniyor sanki. Tüm b tipi film sevenlere ve eski guzel günleri özleyenlere selam olsun, bir sonraki dolunay ışıkları altında duygularımızın birleşmesi dileğiyle...